29 Haziran 2014 Pazar

Vira

Yaklaşık 5 yıl yurtta kaldıktan sonra bu yıl Kadıköy'de eve çıkmıştım. Doğrudur, bu yıl için verdiğim en güzel karardı kendi adıma. Yurtta çok güzel arkadaşlıklarım ve anılarım oldu ama son yıl haftasonları özellikle yurt resmen açık hava hapishanesi gibiydi. Bir de "grad" olmuştum artık, ve farklı bir şeyler istiyordum hayatımda. Ebru'nun da İstanbul'daki son yılında birlikte yaşama fikri cazip gelmişti. Her şey çok güzel bir senkronizasyon ile denk geldi ve Kadıköy'de güzel bir eve taşındık. Şimdi ise Ebru Edinburg'a taşındığı için artık kendi başıma yaşama isteğim gün yüzüne çıktı. Eindhoven'daki 1+1 stüdyo dairemde o kadar mutluydum ve özgürdüm ki, artık ancak ve ancak çok yakın olduğum birisiyle ev paylaşmak veya küçük ama benim olan bir dairede yaşamak istediğimi fark ettim. Ağustos ayında Orhanlı'daki konutlardan birisine taşınacağım için seviniyorum bu yüzden. Bir yandan Kadıköy'de iyisiyle kötüsüyle yaşadığım bir yılın buruk bir tadı da var ağzımda. Yine de Kadıköy'e baya doydum bu bir yıl içerisinde. Şimdi yeni bir macera, ev taşımaca ve tek başına özgürlük beni bekliyor.

İtiraf: Kadıköy'deki ev resmen "comfort-zone"du benim için. Hiç ama hiç çalışasım gelmiyordu o evde. Abartmıyorum master derslerimin finalinin gecesi anca oturabiliyordum dersin başına. Aslında bunu kendim istemiştim. O kadar yoğun bir 5 yıl geçirmişim ki Sabancı'da, 50 konser, dersler, kulüp başkanlıkları, 3 yaz-3 kıta-3'er ay yolculuklar, ilişkiler, vs. derken resmen yorulmuştum. Master'ın ilk yılı her anlamda bir nadas yılı oldu benim için. Rahatladım, dinlendim ve şimdi hayatımdaki en önemli virajlardan birine giriyorum: Tez yılı ve doktora başvuruları. Ben bu yoğun ama bir o kadar da keyifli geçireceğim İstanbul'daki son yılıma yarın adım atacağım. Yarın 24. yaş günüm ve 25. yaş günümün nasıl hızlı geleceğini şu andan tahmin edebiliyorum.

Vira bismillah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder