13 Aralık 2009 Pazar

Politik

Orhan Pamuk'un Kar kitabını okuyorum bu ara. Demiş ki yazar bu kitap için, "ilk ve son politik romanım". Galiba bu da benim ilk ve son politik yazım olacak bu blog'taki.

Geçtiğimiz hafta DTP kapatıldı, 11e karşı sıfır oyla kapatıldı. Ben kişisel görüşümden ziyade, bu konu hakkında nasıl konuşulduğunu yazacağım;

Dengin Mir M. Fırat : "Gerekçelerini tartışmaya gerek yok, açıklanmıştır zira. Benim görüşüm ise şu ki, parti kapatmaktan daha faydalı bir yöntemi olmalıydı çözümün. Çünkü P harfi kalacak, gerisi değişecek."

Ufuk Uras : Ahmet Türk'ü arayarak "Siz kararınızı verin, ben desteklerim o kararı." (yeni kurulacak partinin 20. milletvekili olup, mecliste bir grup oluşturmakla ilgili karardan bahsediyor)

Ahmet Altan : Kara Cuma...

Ahmet Türk : İstifa yok, boykot var (bazı parti üyelerine yasak gelirse diğer parti üyelerinin istifa etmesi üzerine bir karar açıklamışlardı haftanın başında, ama kapatılma ve yasaklardan sonra istifada değil, fiili olarak meclise gitmeme boykotunda karar kılmaları üzerine konuşuyor).

Okuldan bir arkadaşım : Abi, belki daha iyi olmuştur böyle. Belki yeni parti, barış açılımını desteklemeye karar verir, bunların hatasına düşmez.

Yine okuldan bir arkadaşım : Bana kalsa AKP de kapatılmalıydı.

EkşiSözlük : Başlık , "CHP hariç her partinin kapatılması"
Enrty , "Gelecekte olması muhtemel olaylardan birisi"

9 Aralık 2009 Çarşamba

Bi' Şarkı Var - II

Dün saat 13.30'dan 23.59'a kadar (hangardan çıkarken saate baktım, ahah deadline zamanı diye dalga geçtim, ordan hatırlıyorum) müzik yaptım veya dinledim. Kral TV'nin tek kamera ile üç farklı açıdan çekip, bize her şarkıyı üçer kere (provaları da sayarsak şarkı başı ortalama 6) performe ettirmesi (böyle bi kelime yok, evet) üzerine bir de 4 saat prova yaptık hangarda. Yattığımda 3-4 gün şarkı dinlememeye karar vermiştim. Baya radikal bir karardı bence.

Bunun üzerine geldi işte bu şarkı. Küçük amfiden odaya dönerken kafamda döndü baya, media player'da da döndü (bence bu cümlede çok döndü bu kelime, yeter) üç kez bu yazıya başlamadan önce (bu üç takıntısı Bilge Karasu'dan bulaştı), şimdi beşinciyi dönüyor galiba. Evet, basit bir linear algebra ile bir buçuk paragraf yazma hızımı hesaplayabiliriz böylece (şarkıyı yaklaşık 5 dakika alınız).

Coldplay'in, belki de en iddialı şarkısı bu. Girişindeki basit solonun hastası oluyoruz ilk. Şarkıdaki English Muff'n resmen "naber?" diyo, çok net-basit-etkili bir ton seçilmiş. Vokalin kafa sesi bazen rahatsız ediyor, ama şarkıyı bu kadar süre döndüren onun renkli sesi aslında. Solo öncesi (don't you shiver'a girmedenki) decrescendo'lar da etkileyici olmuş. Ama keşke, İngiliz müziğindeki baslara benzese imiş, şarkıdaki bas partisyonları. "Pink Floyd'u hiç mi dinlemedin olum" diyesim geldi basçıya, ritmin üzerine hi-hat tarzında bas yürümemeliymiş. Kesin yapmamış geçişleri, "cross'u duymamış", ya da "genç bir arkadaşmış, bu camiada yeni" gibi iyi niyetli teorilerim var bu konuda.

Yorgunluğumu unutturan çok az sebep var hayatımda. Birisi müzik. Basit bir oran orantı yaparsak (evet abi, cumartesi math201 sınavım var), müziğe baya aşığım.

Coldplay - Shiver

7 Aralık 2009 Pazartesi

Küçük Defter

Küçük Bir Akıl Defteri

Küçük (evet, bu sıfatın ilk 7 kelimemin üçünü oluşturduğunu ben de farkettim) bir defterim var. Niye aldım, çünkü hayatımı unutan bir insanım. Çok çabuk yeni tecrübelere adapte oluyorum. Eskilerini çöpe atmıyorum tabi, ama unutuyorum bildiğin. Yaşadığım her şeyi, unutmadan yazıp ileride belki bakarım o deftere diye düşündüm. Küçük de bir kalem aldım.

Şu anda, zaten bir gözüm kapalı olduğundan, okuyabildiğim kadarıyla bir göz attım deftere, dikkatimi çeken iki not hakkında bir şeyler karalayasım geldi (yok bunu hatırlamak için yazmıyorum, sıcak şeyler yazacağım, maksat üşümeyelim gece gece).

- 4 Aralık cuma - saat 10.40 - Yanağımdaki tuzlu sular, güzel kokarmış:

Çok geç bir saat. "İçime döndüm yine" diye sayıklayan bir şarkı var listemde. Galiba, kanıksadım şarkıyı. Şöyle bir hayatım var, kart faturam yurt odama geliyor benim. Baya uzaktayım, daha önceleri yaşadığım yerden. Sürrealist mi yazmaya başladım ben yine, Bilge Karasu - Kılavuz okudum ondandır belki. Tutuk gördüm kendimi bu gece. İçemedim, ondandır. Başlığa gelirsek, evet, baya güzel kokarmış.

- 7 Aralık pazartesi - Mutluyum ve uykuluyum şu an (:

Bu smiley'in kafası niye ters? Uykumu getirdi, baya uzanmış yatıyor, yattığı yerden gülüyor gibi. Mutlu da sanki. Evet lan, "Tesadüfler" dedi şarkı "Ne büyüktüler". Keşke daha evvelden tutmaya başlasaydım bu defteri, mumları falan yazardım. Biraz evvelki tesadüf bu değil tabi, Kral Tv geliyor yarın, onu diyorum.

Bu yazıyı okuduğum blogların bir kolajı olarak ele alıp, önümüzdeki lecture'da anlatacağım. "I will be come up to that in the following lecture, see you on thursday".