9 Şubat 2010 Salı

Hayal Kahvesi

Geçen pazar, taksimde sabahladık. Galactica diye bir grup varmış, iyi çalıyorlarmış, "eeylendiriyo aabi", "gitar coşştu aabi resmen" gruplarından iyilermiş. Bunun üzerine canlı dinleyelim dedik ve pazar gecesi saatler 00.30'u gösterirken, Hayal Kahvesi'nin vestiyerindeki bir askıda kırmızı bir atkı, siyah, şapkalı bir bere ve birkaç mont bulunmasına sebep olduk.

Ünlü kişinin müzisyen olanına hastayım. Buket Doran elimi sıkarken, "Merhaba, ben Buket" dedi. Abi, şimdi bir insan, ismi 6000 kişilik Şebnem Ferah konserinde bangır bangır söylenince azıcık şımarır değil mi? Yok abi, hatun hala misafirliğe gitmiş insan ağırbaşlılığında. Matbaa bize geç geldi belki ama, Buket batının iyi yanlarını almış göründü gözüme. İyi de çalıyor.

İtiraf edeceğim, bildiğim 2 şarkı vardı topu topu. Ama şarkıların hepsini bilsem, bu kadar eğlenemezdim gibi geliyor. Eğlenceli Funk müziğin de hastasıyım.

Gitarist, solo atmadan önce, dikkatleri gitarın üzerine öyle habersiz çekiyordu ki, 10 saniye boyunca "solo atıcam, solo atıcam" fısıltıları vardı sahnede. "I didn't see them, but i can hear them, they whisper-.. Jack,Jack-.. What happened Sayid-.. We not alone." gibi düşün. Solo atarken de bir kaşı havaya kalkıyordu zaten.

Yankı geldi bir ara, hasret giderdik, avuttuk biraz (çok üzülmemiş gerçi elendiğine).

Erkek vokalleri, Can, o kadar şahaneydi ki, Wicked Game'i söyledikten sonra, kadın vokalin söylediği yerlerin ince back vokallerini yaptı. Bir de 32 tane dişi var, saydım.

Taksim Bambi Cafe 05.00'da kapanıyor. Murat Çorbacısı'nın mercimek çorbası baya kötü. Ama sabaha kadar açıklar maşallah, her ne kadar garsonların gözlerindeki kırmızı kapatmak istese de. 07.00 Taksim Shuttle'ı da 4.Levent'e uğruyor, sonra shuttle'da uyanıp "Nerdeyiz lan biz, burası neresi, oha, böbreğim nerde" telaşını yapmayın. Biz yaptık, güldük, eğlendik, orası ayrı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder