2 Kasım 2010 Salı

iverson


Benim yaşım 8'di, senelerden '98. Salonun kapısının arkasına asılmış küçücük bir basket çemberi vardı (panya olmadığı için pota diyemiyorum) ve o çemberin içine anca sığan bir basketbol topum vardı. Türkiye basketbol ligini takip ediyordum salondaki büyük televizyonda. Efes Pilsen maçı vardı ve ben Mirsad Türkcan'ın aldığı rebound'lara, atladığı toplara, çılgınlar gibi sevindiği basketlerine bakıp, o topu o çemberden atmaya uğraşırdım her mola verildiğinde. Her basket olduğunda da "mirsat attı sayın seyirciler" diye bağırıyordum. Ben ki, geçmişimi ailemin benim hakkında anlattığı hikayeler ile hayal edebilen bir insanım. Küçüklüğüme dair çok çok az anım vardır. Biraz önce anlattığım anı ise tamamen içimdeki en yüksek duyguların patlaması sonucu (hırs, azim, istek, kazanma arzusu) hatırımda kalmış birkaç saniyenin öyküsüydü.

O sıralar NBA izleyemiyorum tabi, daha NBA TV'ye geçmemize 5 sene vardı aile olarak. Fakat duymuştum ki, yine aynı senelerde Mirsad'ın Türkiye'de yaptığını NBA'de yapan, yani her topa atlayan, her rebound'a çıkan, Iverson isimli bir basketbolcu vardı. Bir arkadaşım "ayvırsıııın, ayvırsın atıyooor" diye diye turnike atardı tek başına okul bahçesindeki potaya. İnsanlar Iverson'a özenerek basketbola başlıyorlardı. (basketbola başlatanın Jordan olduğu bir dönem daha varmış eskilerden) Hani mihenk taşı denir ya, dünya basketbolunun mihenk taşlarından biridir işte bu Iverson.

Şimdi bu adam önümüzdeki iki yıl boyunca Beşiktaş Cola Turka'nın 3 numaralı formasını giyecek. NBA'in all-time sayı ortalamasında Jordan'dan sonra ikinci gelen bir adam, Beşiktaş Cola Turka'nın formasını giyecek. Kombine almaya hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi. IVERSON OLM.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder