16 Ekim 2010 Cumartesi

kız kınası

Halamın nikah töreni dolayısıyla yapıyor olduğum iki günlük Denizli seyahatimin tam ortasındayım şu anda. İlk günün sonunda, güne kısa bir bakış atacağım.

Biraz daha geriden başlamaya karar verdim. Salı günü öğle vakitlerinde Denizli biletimi aldığım anda sadece 1 tane ödevim vardı hafta sonu için. Şu anda ise toplamda 6 tane. Murphy diye bir amca varmış, kural mural koymuş "diyollar".

Denizli ziyaretim kesinleştikten sonra verilen 6 ödevin sorumluluğunu üzerimden atamadığım için, bir çanta dolusu kitap ve akustik gitarımla geldim buraya. Sabahın ilk ışıklarıyla geldiğim memlekette yaptığım ilk iş aileyle kahvaltı oldu. Akşam da kına gecesine gittim haliyle.

Kına gecesine damat gelmezmiş adetlere göre (ilginç bence). Çocukluğuma dair hiç bir kına gecesi zihnimde yer etmemiş meğer, hatırlamıyordum nasıl olduğunu. Gece boyunca sanki dünyada ilk defa böyle şeyler yapılıyormuşçasına hayretle etrafımı izledim : kına yakıldığında herkesin ağlamasını, söylenilen ağıtları, ikram edilen gül lokumlarını vs.

Heyecan ve merakla gittiğim ilk nikahtır bu. Zira düğünlerde sıkılırım ben hep. İlk defaya mahsus olan bu heyecanımın sebebi ise ilk defa değer verdiğim iki insanın evleniyor olması galiba. Daha önce damadı ve gelini nikahtan önce arkadaşmışçasına tanıdığım olmamıştı.

Yarın nikah, akşamında yemek olacak. Benim ise hala 6 ödevim, saat 22'ye otobüsüm ve pazartesi sabahına lab'ım var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder