24 Ekim 2010 Pazar

rakı

Birazdan anlatacağım münferit olay dün gerçekleşti.

Bir gün öncesinde içmiş olduğumuz 1 litre Yeşil Efe ve 70cl'lik Yeni Rakı'yı olduğu yerde bırakmış, yeni uyanmış mahmur gözlerle ailemi karşılamaya gidiyordum. Odadan çıkışımı yaptıktan sonra bir daha odaya geldiğim anın, annemlerle birlikte olacağından habersizdim. Veya "Herhalde oda arkadaşlarım toplar" diye düşündüğümden önemsemedim odanın o durumunu. Aile günü (bkz. bir önceki yazı) bitişinde annemleri odaya davet ettim, biraz oturup dinlensinler diye. Odanın kapısını açtığım anda gördüğüm manzarayı şöyle özetliyorum : Bunu yapan insan olamaz.

TV odasından ödünç (ç)alınmış bir yemek masası, hemen yanında küçük bir IKEA masası, üzerlerinde 5 çeşit meze, 7 rakı bardağı, boş şişeleriyle Yeşil Efe ve Yeni Rakı, ortadaki tabakta leblebi, birkaç bira şişesi, bir adet şarap şişesi.

Manzarayı gören annem (ki kendisi ilk bira içişimin sebebidir "İç, iç, bi' tanesi faydalı bile bunun, böbreği çalıştırır") :

- Karaciğerine yazık.

dedi. Babam :

- İçkiyi ben bıraktım, sen başlamışsın benim yerime.

dedi. Utandım biraz. Sonra da şakaya vurup, "Haydi toplamama yardım edin bari" dedim. Bomboş olan büyük bir çöp kutusunu doldurup, masayı TV odasına geri koydum.

1 yorum:

  1. ortamı görmüş biri olarak duyulan dehşeti anlıyor ve korkuyorum!!

    YanıtlaSil