15 Mart 2014 Cumartesi

Doğrucu Davut ve Meraklı Melahat


M: Abi şimdi senin çok sevdiğin bir arkadaşın sana birden "Ya ben aslında homoseksüelim ve senden hoşlanıyorum" dese ne derdin?
T: Sen misin o kişi?

K: Peki sen provadan sonra neyle dönücen eve?
M: Trenle.
K: Oha tren mi kalkıyor, nerden?

Uzun süreli tanışıklığım olan her insanla yukarıdakine benzer diyalogları yaşayan bir insanım ben (everyday i'm trollin'). En temelinde "Olma ihtimalini bile düşünmediğimiz şeyler başımıza geldiğinde ne tepki veririz?" merakı yatıyor. Bu merak da çoğu zaman komik diyaloglara sahne oluyor. Çok meraklı bir insan olduğum söylenemez sanırım, hatta beni birebir ilgilendirmeyen çoğu şeye karşı nötrümdür. Çok umursayan bir insan da olmadığım için "Abi nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun ya" diyeni çok duydum. Ama şu tarzda düşüncelere ressmen bayılıyorum: "Sıradan bir günde anormal bir olay olursa bu hayatımızı nasıl değiştirir?" (Sanırım festival filmlerini de bu yüzden çok seviyorum). Hal böyle olunca çoğu zaman kendimi Moobs'tan grup arkadaşlarıma yukarıdaki psikolojik deneyleri yaparken buluyorum.

Hayattan en çok keyif aldığım zamanlar merak ettiğim veya merakımı giderdiğim anlar. Merakımı giderdikçe daha fazla soru sormaya başlıyorum. Çocukken de böyleydim "Baba, NL hangi ülkenin plakası? Baba, 42 hangi şehrin plakası?" diye geçen tatil yolculuklarımı çok net hatırlıyorum mesela. Yeni şeyler öğrendikçe de daha fazlasını merak ediyorum. Meslek icabı olsa gerek (bu kalıbı da kullandım artık, check-list'imi güncelleyeyim). Geçen yıl Bain & Company ile yaptığım final görüşmesinde, Bain İstanbul'un partneri Karaca Bey'le şunu demişti bana: "Ben bu CV'ye bakınca bir danışman değil, bir akademisyen görüyorum". Merakım o gün gözle görülebiliyormuş demek ki.

Bence iyi akademisyenler, meraklı kişilerdir. Ben de genç bir akademisyen adayıyım. Ama bazen insanların farklı yakıştırmalarıyla karşılaşıyorum: "Sende aslında avukat tipi var", "Ya sen tipik bir akademisyen gibi değilsin ya, daha sosyal bir meslek yakışır sana" vs. Söylenilmek istenileni anladığımı düşünüyorum temelde, ama ben merakımı giderebileceğim bir mesleğe sahip olmak istiyorum.

Başlıktaki iki deyim ile ilgili konuşacak olursam, ikisi de oldukça karikatürize deyimler gerçi ama bence bilinçli sınırlar içerisindeki merakın hiç bir zararı yok. Hatta baya güzel bir şey. Aynı şekilde doğruları söyleyen insan da güzel insandır bence. Ama biliyorum ki bu deyimlerin anlatmak istediği durumlar daha uç örnekler. Yine de keşke daha çok insan doğrucu ve meraklı olsa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder