16 Mart 2014 Pazar

Bağımlılık yapmayan alışkanlıklar

Çok uzun zamandır aynı kampüsü soluyorum. 6 yıl oluyor bu yılın sonunda, dile kolay. Bizim kampüste solunum yapmak zaten kolay bir şey değil, üç tarafı sanayi siteleriyle çevrili olduğu için. Çoğu zaman deri kokusuyla uyanırdım yurtta kaldığım zamanlarda. Okulun fakülte binalarının yapımında Tosun Terzioğlu'nun tabiriyle "nefes alan taş"lar kullanılmış. Söz konusu taşlar simsiyah oldu 15 yılda, o derece bir teneffüs kirliliği var kampüste. Eskiden öğrenciler protesto ederlermiş bu kirliliği, sonra ölçümler yapmışlar (her yıl yapılıyormuş söylenilenlere göre) ve "insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde" bulmuşlar kampüsteki havayı. Neyse, ben her ne kadar çok sevsem de okulu, biraz alışkanlıklar döngüsünde boğulmaya başlamıştım geçen yıl. Bu yıl kampüste kalmamak sanırım aldığım en doğru karar oldu (Kararın hem alınan, hem de verilen bir şey olması ne kadar garip değil mi? Üstelik ikisi de aynı anlamlı). Ama bağımlılık yapmayan alışkanlıklarım hep kampüs içerisindeymiş, biraz zor adapte oldum diyebilirim Bahariye'de yaşamaya. Yine de Kadıköy'de geçen bir cuma gecesinden sonra eve saat kısıtlaması olmadan ve yürüyerek dönebilmek çok keyifli.

House of Cards izlerken bir lafı hiç unutmuyorum: "Addiction without consequences" - Sonucu olmayan alışkanlıklar (kötü bir sonuç ima ediliyor). Ben pek düzenli birisi sayılmam ama sanırım hep aynı kampüste yaşamaktan kaynaklı bir alışkanlıklar bütünü edinmişim son yıllarda. Gerçi aktörler hep değişiyor ama misal her zaman prova alacağım bir grubum oluyor. Her zaman konserler oluyor. Her haftasonu Kadıköy / Taksim içmeceler oluyor. Şikayet ettiğimden değil, zevk almasam bu döngülere girmezdim zaten. Ama bir sonraki nokta olan alışkanlıklara dönüşüyor çoğu eylemim. Bağımlılıkları olmayan birisiyim ama bazen kendimi alışkanlıklar girdabının en dibinde buluyorum. Aktörlerle eğleniyorum o vakitler. Zira çoktan keyif için değil de, zaten hali hazırda yapıyor olduğum için yapmaya başlamışım bir çok şeyi. Kötü sonuçları olmayan şeyler belki hepsi, ama bu döngülerin içinde olmayı hiç sevmiyorum. Kendime yabancılaşıyorum bazen. En son aldığım kararın üzerinden çok zaman geçmiş gibi hissediyorum. Gerçi İstanbul'da dolu dolu yaşadığım şu 5.5 yıldan sonra zaman o kadar göreceli olmaya başladı ki... Bir ara yazmıştım, yaptığım şeylerin tarihlerini hatırlayamıyorum çoğu zaman ama konserlerimi hatırlıyorum dünmüş gibi. Yine konserden konsere saymaya başladım haftaları. Konser demişken, güzel bir müzikle bitirelim bu geceyi de. İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder