5 Mart 2014 Çarşamba

Aşık oldum bu karanlığa

- Çok özel bir zaman diliminden geliyorum, size o günleri geri getireceğim.
- Teşekkürler, ama istemiyorum. Yan cebim de yok zaten.

 Bugün bir konsere gittim, Bubituzak. Bağımsız müzisyenlerin aslında en ünlüsü bu elemanlar. Çünkü Çilekeş'ten tanıyoruz hepsini. Yani elemanları isim olarak tanıyan belki ben ve sen varız sadece ama Çilekeş'in solisti ve gitaristi deyince "auvvv" oluyor işte. Bu tepkinin hakim olmadığı topraklara gitmek istiyorum, konu dışı ama dursun burada. Neyse, öyle bir kitle var ki Babylon'da, sanki az ünlü müzisyenler, aslında hep olmak istedikleri abilerini dinlemeye gelmiş gibi. Az ünlü de çok üzücü bir tanım. Az ünlü şu demek, "Ya ben tanıyorum ama sana söylesem kesin tanımazsın". Yani aslında ünsüz de, ben nasıl olduysa denk geldim bu adama bir yerlerde hesabı. Size şimdi konserdeki az ünlüleri sayacağım ve "Bunlar bildiğin ünsüz be abi" diyeceksiniz: Meriva'nın basçısı (veya gitaristi, o kadar az ünlü ki ben bile karıştırıyorum), Bazuka'nın solisti ve Ayberk, Mert, Rıza üçlüsü. Bu arada bence herkes hayatında 15 dakika az ünlü olacaktır. Ben bile olmuştum geçen yıl, Singapur'a gideceğimin duyurusu çıktıktan sonra. Mezunlarla kariyer sohbetleri arasında pizza yerken (sadece pizzası için gitmediğim bir gündü o gün, vallahi) sopho MS'çi bir kız dönüp "Ya sen şu değil misin?" demişti, sonra muhabbet uzadı bir şekilde. O gün az ünlüydüm mesela ben. 15 dakikalık.

Neyse, konserdeki az ünlü kitlenin baktığı sahnede aslında ünlü ama bunu üzerilerine o kadar az yakıştıran, zaten bir süre sonra da çıkartan ex-Çilekeş üyeleri vardı. Sahneye rakı bardaklarıyla geldiler. Ya ben en önde olduğum için, ya da kuliste o kadar içmişlerdi ki buram buram rakı koktu ilk sahneye çıktıkları an. Konseri şimdi ne kadar övsem boş, gelmeniz lazımdı. 15 liraya 2014 İstanbul'unda Babylon'a girip, bu kalitede müzik dinlemek fiyat performans paritelerini yıktı resmen. Ali (solist, ex-Çilekeş gitarist) arada bir şarkı aralarında "Çok iyi yaa" diyordu, aynen öyleydi konser de. Sahneye çok yakışıyorlar zaten. O kadar orjinal ki yaptıkları müzik, tanımlamaya bile niyetlenmemek lazım. Hani saykodelik deneysel rock diyeceğim ama o "sikimsonik yarak metal grubu"na benzeyecekler diye ödüm kopuyor. Bir ara Moğollar 7-8 9-8 bile çaldılar. Uzay kafası yaşıyorlar resmen. Albümden favorilerim Talebe (şarkı sözü başlıkta) ve Tayyare ama hepsi güzeldi gerçi canlı dinlerken. Ha, bir de "Dar"ı çok seviyorum ama onu çalmadılar bu konserde. Albüm lansman konserinde albümden bir şarkı çalmıyorlarsa, muhtemelen o şarkıyı sadece ben seviyorum demek oluyor bu.

Dün Mor ve Ötesi, bugün Bubituzak, cuma günü de Fakap. Memlekette güzel şeyler de oluyor aslında. Ya da güzel olmayan şeyler o kadar çirkin ki, bizim perspektiflerimiz değişiyor.

En baştaki diyalog üzerine konuşmaya girişmek için henüz erken. 3 yıl sonra hoşgeldim yazısı için biraz ağır da zaten. Kimse okuyacağından değil ama "Ben buraya eğlenmeye geldim abi" tarzında bir giriş yapmak istedim. Hoşgeldim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder