6 Nisan 2010 Salı

Şimdi

"Sınavların olduğu gün dersler kendini lağveder" kuralını yeni yazdım. Gayet iyi de oldu, cuma günü dersi olmayan bir bünye olarak, sınav haftalarını çok çabuk atlatıyorum böylece. Yazıcımın midterm basmaktan sıtkı sıyrıldı orası ayrı.

Haftanın önemli gelişmesini, korosu rock-metal kolajı olarak ilan ediyorum. Deep Purple - Burn ve dahası bu kolajın içinde kalacak.

Şimdi tam olarak bu noktada fikrim ve zikrim olacak. Rock-metal diye bir "genre" oluşmuş olması beni içten içe güldürüyor. Rock müzikte Yavuz Çetin ile mor ve ötesi arasındaki çizgiyi tartışırdık bir zamanlar. Şimdi ise koral düzenlemelerini ele aldığımızda bu iki müzik akımı aynı imiş gibi, aynı olmasa da benziyormuş gibi konuşmaya başladık. Yakın zamanda distorted gitar müziği olarak anılması, ondan sonra ise, müzik aleminde birisinin lider, diğerinin ise ilgi çeken ama geniş kitleler ile içli dışlı olmayan müzik türleri olması, benim bu iki müzik tarzı için çizdiğim yol haritasıdır (Haydi şuradan demeyin, bunu Marx yapsaydı, oo demiştiniz). Bu, İngiltere-Fransa'nın 1.Dünya Savaşı'ndaki haline benziyor, sanki İngiltere ve Fransa tek bir ülkeymiş gibi (tespit by Burcu). Sonra 2. Dünya Savaşı ve sonrasında bambaşka bir paydada, kapitalizmde anılıyor bu iki ülke. Günümüzde ise tekrar kendi sesleri ile yer alıyorlar basında.

Selimcan için özet: Türk Sanat Müziği günümüz müziğinin hasta çocuğu.

2 yorum:

  1. hahah almanlarla da biz tek bir ülkeydik ona bakarsan.

    YanıtlaSil
  2. yok öle diil, derste kelime şuydu, ingilterevefransa.

    YanıtlaSil