9 Ekim 2009 Cuma

Eski Şiir Defteri - 2

Ne Dediğim Tutarlı
Ayın 5'i Ocak bugün
Tam dalmışken dibine tatmak için kokusunu
Sorar bulursun kendine niye yapıyorum bunu
Halbuki mutsuzluğumun sebebi yaptığım değildir
Her şeyden açıklama bekler halde yaşayışımdır
Silgim hiç olmasa daha mutluyumdur aslında
Dediklerimden sorumlu olmasam daha çok konuşurum
Düşünmesem bu kadar derin, daha çok malzeme bulurum düşünecek
Sorgulamasam aldığım nefesi, belki bu şiir bile olmayacak
Dönüp bakmasam ardıma, farkı açacağım bilmeden
İstediğim de bu değil mi zaten?
E, ne anladım ben bu işten?
Perhiz, lahana muhabbetine dönüştüm çoktan
Ne dediğim tutarlı, ne düşündüğüm
Yazdığım iki satır arasında bile bağ yokken
Ölü gibi yatar halde bile, elimdeyse kalem
Ne sözümü tutarım, ne özümü anlarım
Yani
Ne dediğim tutarlı ne düşündüğüm
Zamanı çok yaşayanlara imrendiğim halde
Tutarım ben kalemimi, yastığım arkamda
En tembel hayvanı getirseler yarışamaz benle
Bense arkama baktığımda utanırım, gün sonunda
Sanki hava bile zorlanıyor içime girerken
Soluğum tutuluyor, öksürüyorum kusarcasına soğuğa

Devam eden her sayfa bana yazılıyor
Çünkü beni ben yapan, benim yazdıklarıma bakan
Hep düşünen, hiç konuşmayan ruhum var
Hapis falan değil bedenimde, o istediği için yaşıyor
Bedenimin en temiz bölgesinde
Okumadan satırları teker teker, bakmadan geriye
Yazamam, her ne kadar nefret ettimse
Bu oldu zamanla, benlik dediğim nesne
Hayatım hep kamera ardında sanki
Sanki hep bir nehir akan önümde
Dışındaysam sakin ve tembel izlerim yeteneğimi
Ben dışında olmaktan ne kadar bıksam da
Beni dışa iten bir güç var, engel olamadığım
Daha doğrusu olmak istemediğim
Kendi küçük dünyamın, ebedi efendisiysem
Niye atlayım nehrin sert dalgalarına
Oradakiler mücadelenin güçlendirdiği askerler, kaslı maslı
Benim göbeğim çıktı, ben hala Marslı
Kimsenin anlamadığı, anlamak için uğraşmadığı
Anlamak için gelenleri de kovan cinsten hem de
Ne anım olacak torunlarıma anlatacağım
Ne beni anlayan eşim, dostum kalacak böyle gidersem
Telefona sövüp her gün niye çalmıyor diye
Yaşlanıp gitmekten korkar oldum

Ki bendim yine yüzünde güller açan
Bulutlar kadar hafif, onlar kadar beyaz
Hem de çekip alan istediğini, kimseye aldırmadan
Alan o pembe çiçeği, koklayamasam da
Karşıma oturmasından mutlu, bihaber, cahil, sakin..
En büyük erdemlerimden biri de
Bitmesini istemediğim aşkları
Tek satırda bitirmek, ağlamadan
Kedinin yün topla oynadığı gibi
Ulaşmaktır hedefim yün topa
Sahip olmak mutlu etmez beni
Sen hep koşmak peşindesindir, hep bir çabalama
Yediğin, yemediğin her şey ağzına gelene kadar koşma
Koşarken mutlu değilsindir
Sahipken de mutlu olamazsın
Sadece ilk yakaladığın andır seni mutlu kılan
O an, o kadar sarhoşsundur ki
Hatırlamazsın bile, sonra tekrar atarsın topu önüne...
Mutluluğu soğuramazken, içimize çekip ısıramazken
Nedir peki bu çaba, onun uğruna?
Neden bütün yaşam onun uğruna?
Yine başa döndüm, yine bir soru
Aynı dediğim gibi
Ne sözümü tutarım, ne özümü anlarım
Ne dediğim tutarlı, ne düşündüğüm


Dipnot: Kardeş Türküler - Demme eşliğinde yazıldı.
Dipnot2: Oluştuğu yıl 2008. Ayın 5'i. Ocak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder