10 Ocak 2010 Pazar

Konser

9 Ocak 2010 Şebnem Ferah Konseri

Konser öncesi çalınan 35 dakikalık playlist'in sesi kısılınca insanlar çığlıklarla beklemeye başladı. Bir süre sonra, perde aralıklanmaya başladı.

Sıçramaya başlayan bir kalabalığı izleyen grup yeni şarkılarla başladı konsere. Kadın vokali, yükselen eller ve zıplayan kafalar arasından görmeye çalışırken, bir yandan da unuttuğum şarkı sözlerini hatırlamaya çalışıyorum. Elimin ucundakinden kopya çekmeye başladım, o biliyor hepsini.

Buket basçı, enerjisiyle kendi üzerine çekiyordu gözleri. Ama onun derdi farklıydı, monitöründen gelmeyen bas gitar sesi. Tonmaister'ı ıslıkla çağırdığını duymuştum, ama bu sefer yakındı zaten ona, hemen yanına gidip söyledi derdini. Monitörden gelen sesi duyacak kadar yakından izliyorum konseri. Şarkılara eşlik etmeye devam ettim.

"Pardon, afedersiniz". Çok terlemiştim. Mekanın kapasitesinin üzerinde bilet satılırsa (6 bin), sahne alçak ve havalandırma yetersiz olursa, bir takım problemler de olur.

Daha yüksek bir yerden izliyorum şimdi konseri. Tam karşı cephedeyim. Elektro gitarın sesi ile, bas, davul ve vokal daha ahenkli geliyor burdan.

Dumansız hava sahası bir şarkı ile ihlal ediliyor. Sigaralar havada. Güvenlikçiler uyarmaya başlıyor insanları.

Yeni şarkılar çalınmaya başladı. Mahalle, Uçurtma, Ateşe Yakın... Duygulanmaya başlıyorum. Bu kadar da "hayvan" çalınmaz ki beyler.

Bis'ler başladı. Eski-2. Ne güzel bir konser oluyor yareppim.

"Sol taraf her zamanki gibi daha iyi."
"Biz bize bahşedilen hayatı güzelleştirenleri gösterdik, bize hayat bahşedenleri değil."
"Trip atcan mı? - Mm, bilmem, sence?"
"Teşekkür ederim geldiğin için."

2 yorum: