29 Haziran 2010 Salı

denizli rutinleri

Bu başlıkta Denizli'deki rutinlerimi tartışıyorum :

1 ) Hala ile balık rakı : Biz İstanbul'da okuyan yeğenler olarak (Ebru ve ben), halamın daveti üzerine her Denizli ziyaretinde yaparız bunu. Bir alabalık lokanta bulunur (bi' öncekinden memnun kalmayan dörtlü (bize her seferinde eşlik eden Kasım da vardır), her seferinde yeni bir lokantaya adım atar). Açılır bi' büyük, önce kendi geleceğimizi kurtarırız, sonra Türkiye'yi. Belki maç izlenir o esnada. Gecenin sonunda da konuşmalarla birlikte dağılırız. Rutinlerin içinde ayrı bir yeri vardır.

2 ) Hamam : Bu geleneği amcaoğlu ile başlattım. Çok methini duyduğu bir hamamı önerdi bana. Ben tabi gencim o zamanlar (iki yıl oldu, olmadı). Dedim tamam, kesin gidelim. Çok çılgın, böyle güzel arabalı, genç kızlı (kız güzel değildir, güzel gibidir. omzu açık elbisesi vardır üzerinde çünkü) falan filmlerdeki gibi yörenin çok saygı duyulan ve yaşlılarca gidilen (benim durumumda bu hamam oluyor) bir yere gidip "vuhu, nasıl da şaşırdınız değil mi bizim gibi gençleri x'te (hamamda) görünce !!! Biraz önce içtik biz. Şu arkadaşın babasının arabasıyla geldik, üstelik babasının haberi yok !!! Bune ne diyorsunuz ha, aklınızı mı aldık?" diycez zannediyorum ben. Saunadan çıkıp havuza girerken (all-in-one hamam bizimki) peştamalı düşürmemek için girilen telaş bağımlılık yapıyormuş meğersem. Gerçi rutinler içinde en bir kaytarılanıdır bu (şu ana kadar 2 kere yapıldığı için rutin bile sayılmayabilir).

3 ) Yolda sürekli birisiyle karşılaşmak, sohbet falan derken gideceğin yere geç kalmak: "Allah kahretsin çok arkadaşım var memleketimde" deyip hava atmaya niyetli değilim. Fakat bu oluyor niyeyse. Göz doktoruna gideceğim bugün. Şöyle bir hesap yaptım : "Yürümek 15 dakika. Yolda arkadaş görüp 10 dakika da oyalansam..." diye devam ediyor. Küçük şehir tamam. Çok fazla akrabam var, o da tamam. Ama her biriyle sohbet edip, gideceğin yere geç kalıyorum ve buna bir tamam'ım yok. Edilen 5er dakikalık sohbet şu başlıkları içeriyor genelde "Ee, nerdesin şimdi? Gelmiyorsun pek buralara. Gelmezsin tabi, okulun güzel yerde ( eşittir İstanbul'a hiç gelmedim, Sabancı nerde bilmiyorum) . Eheheh, unuttun bizi olm, arayıp sormuyosun hiç. Tamam gitmeden kesin görüşelim."

4 ) Alışverişe gitmek : Ucuz memleket vesselam. Bir de dededen ve babaanneden gelen bir miktar cep harçlığı alışmadığı yerde durmuyor tabi, çıkmak dolaşmak, haykırmak istiyor. Bu başlık kısa bitti. Neyse, nasip.

Şimdilik bu kadar. Aklıma geldikçe yazarım dahasını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder